CUS Basın Bülteni
Çin komünistlerinin 1949’da Doğu Türkistan’ı işgal etmesinin 73. yılı.https://www.uyghurstudy.org/east-turkistan-and-the-uyghurs/ Çin komünist yöneticileri, 1949’dan beri, hayatın her alanında baskı uygularken, son yetmiş yıl Uygur Müslümanları için felaket oldu.
Dini yaşamda, 1950’lerdeki işgalden hemen sonra ve ”Kültür Devrimi” sırasında, Çin komünist yetkilileri islam alimlerini ve din adamlarını hapsetti, sürgüne gönderdi ve öldürdü. İslami okulları (medreseleri) kapattı ve islami eğitimi yasakladı. Camileri kapattı, dönüştürdü ve yıktı. Kur’an ve diğer dini kitapları yaktı. Uygur ve diğer Doğu Türkistan Müslümanlarını komünist ideolojiyi kabul etmeye zorladı. Bu baskılar ve İslam’ı Doğu Türkistan Müslümanlarının hayatından çıkarmaya yönelik tedbirler 2016’dan sonra daha da genişledi. 2016’dan itibaren Çin rejimi islam’ın bir “akıl hastalığı” olduğunu ilan etti ve İslam’a savaş açtı. Bugün Doğu Türkistan’da islami olan her şey yasaklandı ve bunlar Çinli yetkililer tarafından Uygur Müslümanını hapse ve toplama kamplarına göndermek için bahane olarak kullanılıyor. Örneğin, Uygur Müslümanları için barış selamı olan “Esselamu Aleyküm” demek artık mümkün değil. Çinli yetkililer, Doğu Türkistan’da 2017’den bu yana, Uygur Müslümanlarının 1980’den sonra yeniden inşa ettikleri yaklaşık 16.000 camiyi yıktı ve bunlardan 8.500’ü tamamen ortadan kaldırıldı.
Uygur kültürünü ve dilini bastırmak için Çinli yetkililer, 1993 yılında Doğu Türkistan’da Uygur dilinin resmi dil statüsünü iptal etti; 2017’den sonra Uygur yazarları ve yayıncıları hapsetti. Uygurlu çocukları okullarda Çince öğrenmeye ve sadece Çince konuşmaya zorladı ve bir milyona yakın Uygur çocuğunu devlet yetimhanelerine ve yatılı okullara yerleştirerek, ana dillerini öğrenme fırsatlarını ortadan kaldırdı. Ayrıca, 2017’den bu yana Çinli yetkililer, Uygur nüfusunun artışını engellemek için Doğu Türkistan’daki Uygur kadınlarına zorla kısırlaştırma da dahil olmak üzere doğum kontrol politikaları uyguladılar. 2018’de, Uygurların doğum oranı % 84 azaldı. Ayrıca 2016’da Çin rejimi, Doğu Türkistan’da toplama kampları kurdu. Milyonlarca Uygur ve diğer Türk Müslümanlarını fiziksel istismara maruz bıraktı. Kamplardaki kurbanlar, zorla beyin yıkamaya maruz kaldılar ve inançlarını ifşa etmeye zorlandılar.
Yine de Uygurlar, insan hakları, demokrasileri ve özgürlükleri için savaşmaktan ve mücadele etmekten asla vazgeçmediler. Aralarında birçok gencin de bulunduğu binlerce cesur Uygurlu Müslüman, on yıllar boyunca baskıya karşı durdu. Barin Direnişi, Gulja Katliamı, Urumçi Katliamı ve Yarkand Katliamı sırasında binlerce Uygur iktidara gerçekleri haykırdı, hakları ve özgürlükleri için mücadele etti. Ancak Çin komünist yetkilileri, direnişlerini barışçıl bir şekilde gösteren insanlara her zaman vahşet ve barbarca baskıyla karşılık verdiler.
İcra Direktörü Abdülhakim İdris, “Geçtiğimiz yedi yıla bakarsak, Doğu Türkistan’daki Çin rejiminin Uygur Müslümanlarının din özgürlüğünü her zaman bastırdığını ve çeşitli mantıksız bahaneler öne sürerek onlara daha fazla zulmetmenin bir yolunu bulmaya çalıştığını görebiliriz. Ne var ki daha da üzücü olan, Çinli komünistlerin Doğu Türkistan’da İslam’a karşı savaş yürütürken, kendilerini Müslümanlara müttefik olarak göstermeye çalıştıkları için, İslam Dünyasını bir dereceye kadar kandırabilmeleridir. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların, Uygur kardeşlerine soykırım uygulayan Çin rejiminin gerçek niyetini fark etmesi gerekiyor. Müslüman Ümmetin Uygur Müslümanları için ayağa kalkması ve Çin komünist rejimine İslam’ı ve Müslümanları istismar edemeyeceğini göstermesi gerekiyor” dedi.
Contact@uyghurstudy.org
Uyghurstudy.org
Telif Hakkı Uygur Araştırmaları Merkezi - Tüm Hakları Saklıdır