• Washington DC
Bizi Takip Edin:

Doğu Türkistan’a giden sözde İslam alimleri BM’nin insan hakları raporunu okudu mu?

Çin Komünist Partisi, Doğu Türkistan’da insanlığa karşı suç işleyerek gerçekleştirdiği Uygur Soykırımı’nın üzerini örtmek için Müslüman ülkelerden bazı sözde alimleri İslam’a karşı açtığı savaşta perde olarak kullandı.

Müslüman Uygur Soykırımı’nın duyurulmasını önlemek için büyük bir dezenformasyon operasyonu yürüten Pekin hükümeti, son olarak çeşitli ülkelerden bazı sözde alimleri Doğu Türkistan’a götürdü. Burada önceden organize ettiği işlerle Müslüman temsilcilerin gözünü boyayan Çin Hükümeti, onların ağzından komünist rejimin propagandasını yaptırdı. Uygur Araştırmalar Merkezi İcra Direktörü Abdulhakim İdris, “Müslüman Boşnakların katledildiği Srebrenitsa Soykırımı’nın yaşadığı Bosna’dan, İslam dünyasının ilim merkezlerinden Ezher üniversitesinin kurulduğu Mısır’dan ve Müslümanların gözbebeği Harem-i Şerifin koruyucusu Suudi Arabistan’dan birtakım insanların Çin’in propagandasına alet olması bizleri çok yaralamıştır. Bugün Doğu Türkistan topraklarında Müslüman Uygurlar soykırımla yok edilmektedir. Ancak İslam ülkesi temsilcileri bu soykırımı görmek yerine Çin’in sözde aşırılıkla mücadele yalanının borazanı olmuştur” açıklamasını yaptı.

Çin hükümetinin resmi yayın organları tarafından duyurulan gelişmelere göre, Aralarında Suudi Arabistan, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna Hersek ve Mısır’ın bulunduğu 14 ülkeden bazı alimler, Komünist Rejim tarafından Doğu Türkistan’a götürüldü. Komünist Rejimin Uygur Soykırımı’nı inkar amacıyla düzenlediği bu propaganda gezisinde ziyaretçiler önceden ayarlanmış yerlere götürülmüş ve Pekin hükümetinin dezenformasyonuna tabi tutuldu. Ziyaret sırasında heyetten bazılarına açıklama yaptırılarak Çin’in sözde aşırılıkçılarla mücadele ettiği yalanı söylettirildi ve Uygur Soykırımı inkar edildi.

Abdulhakim İdris, bu heyette yer alan isimlerin Doğu Türkistan’daki gelişmelerden habersiz olduğunu dile getirdi. İdris’in tespitlerine göre, bugün Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin yayınladığı raporda bile Çin hükümetinin Doğu Türkistan’da insanlığa karşı suçlar işlediği yer aldı. Aynı zamanda, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün daha önce yayınladığı raporda da Çin Doğu Türkistan’da Müslüman Uygurlara yönelik insanlığa karşı suçlar işledi. Bu suçlar kapsamında Müslüman kadınlar baş örtüsü taktığı için toplama kamplarına gönderildi. Müslüman neslinin sona erdirilmesi için yüzbinlerce Doğu Türkistanlı kadın zorla kısırlaştırıldı. Çocuğuna İslami isim veren ve ona İslam dinini öğreten babalar terör suçlusu olarak hapse atıldı. Sakalını uzatan, İslami esaslara göre yiyecek ve içecek konusunda hassasiyet gösterenler aşırılıkla suçlandı. Müslüman kadınlar Çinli sözde akrabalarla zorla yataklarını paylaştı. Toplama kamplarındaki kadınlara sistematik olarak tecavüz edildi. Anne ve babası tutuklanan Uygur çocuklar komünist olarak yetiştirilmek üzere yetimhanelere ve Çinli ailelerin yanına gönderildi. Doğu Türkistan’daki camilerini yarısı yıkıldı. Kur’an-ı Kerimler yakıldı, camilerden ayeti kerimeler silindi yerine Komünist propagandası yazıldı. Bazı tarihi camiler bara çevrildi. Şehir merkezlerinde İslam’a dair bütün izler silindi.

Bütün acı gerçeklerle ortaya çıkan Uygur Soykırımı, çeşitli parlamentolar tarafından kabul edildi. Çinli yetkililere Uygur Soykırımı suçu nedeniyle yaptırımlar uygulandı. Batı ülkelerinde Uygur Soykırımı’na karşı çıkılırken İslam ülkelerinin sessiz kalmasına dikkat çeken Abdulhakim İdris, “Maalesef, biz Müslüman Uygurların, kendi dindaşlarımız tarafından sahipsiz bırakıldığımızı görüyoruz. Üzülerek ifade ediyorum ki, bu gün Çin Komünist Partisi İslam dünyasının önemli bir kısmını arka bahçesine dönüştürmüştür. Bu ülkeler Pekin hükümetinin sözünden çıkamaz hale gelmiştir. Komünist rejimin dezenformasyonu altındaki bu ülkeler bu yüzyılın en büyük soykırımını görmezden gelmektedir. Üstelik bu soykırım onlarla aynı dine inanan Müslüman Uygurları yok etmektedir” değerlendirmesini yaptı.

Uygur Araştırmalar Merkezi olarak, son dönemde Endonezya’dan Malezya’ya Ürdün’e kadar bir çok ülkede Uygur Soykırımı’nı anlattıklarını söyleyen İdris, Müslüman toplumların önemli bir kesiminin bu zulümden haberdar olmadıklarını gördüklerini vurguladı. Çin’in satın aldığı medya, üniversite ve siyasi kanallar aracılığı ile Uygur Soykırımı’nı Müslümanlardan gizlediğini dile getiren İdris, son dönemlerde başta Uygur Hareketi ve Uygur Araştırmalar Merkezi tarafından yürütülen İslam dünyasında farkındalık oluşturma girişimlerinin Çin’in tepkisini çektiğini kaydetti. İdris, diasporadaki Uygur temsilcilerinin İslam dünyasına yönelik faaliyetlerine karşılık olarak Pekin hükümetinin bazı Müslüman ülkelerden temsilcileri Doğu Türkistan’a götürdüğünü söyledi.

Abdulhakim İdris, İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere Müslüman ülkelerin Uygur Soykırımı’na karşı çıkmaya çağırarak, “Artık bu zulme dur demenin zamanı gelmiştir. Bugün İslam dünyası kendi dindaşlarının, Çin komünist rejimi tarafından soykırımla yok edilmesine sessiz kalmamalıdır. Aksi takdirde tarihe Uygur Soykırımı suçunun işbirlikçi, kendi dindaşını sahipsiz bırakan ve kendi dinine karşı açılan savaşa sessiz kalan olarak yazacaktır” uyarısını yaptı.

Yazı gezinmesi

Telif Hakkı Uygur Araştırmaları Merkezi - Tüm Hakları Saklıdır

This website uses cookies. By continuing to use this site, you accept our use of cookies.