• Washington DC
Bizi Takip Edin:

Uygur Müslümanlarının Çin komünist işgali altındaki 73 yıllık çilesi

UAM Basın Açıklaması

01.10.2022

Contact@uyghurstudy.org

Uyghurstudy.org

1 Ekim 2022, Doğu Türkistan’ın Çin komünist rejimi tarafından işgalinin 73. yılıdır. 1949’dan beri sürekli, hayatlarının her alanında baskı ve kötü muameleye maruz kalan Uygur Müslümanları için bu 73 yıl tam bir felaket oldu.

Dini hayat konusunda, işgalin hemen ardından 1950’lerde ve “Kültür Devrimi” sırasında, Çinli komünist yetkililer İslam alimlerini ve din adamlarını hapse attılar, sürgüne gönderdiler veya öldürdüler. İslami okulları (medreseleri) kapatıp, İslami eğitimi yasakladılar. Kapatılan, dönüştürülen ve yıkılan camilerde ve evlerde bulunan Kuran ve diğer dini kitapları yaktılar. Uygurları ve Doğu Türkistan’daki diğer Müslümanları komünist ideolojiyi kabul etmeye zorladılar. İslam’ı Doğu Türkistan Müslümanlarının hayatından çıkarmaya yönelik bu baskı ve tedhiş yöntemleri 2016’dan sonra daha da geniş bir boyuta ulaştı. 2016’dan itibaren Çin rejimi İslam’ı bir “akıl hastalığı” olarak ilan etti ve İslam’a açıkça savaş açtı. Bugün Doğu Türkistan’da İslami unsur içeren her şey yasaklanmıştır. İslami olan her şey Çinli yetkililer tarafından Uygur Müslümanları hapishane ve toplama kamplarına göndermek için bahane olarak kullanılabiliyor. Örneğin, Uygur Müslümanları için “Esselamu Aleyküm” demek artık mümkün değil. Çinli yetkililer, Doğu Türkistan’da 2017’den bu yana, Uygur Müslümanlarının 1980’den sonra yeniden inşa ettikleri yaklaşık 16.000 camiyi kullanılamaz hale getirdi. Bunlardan 8.500’ü tamamen yıkıldı.

Uygur kültürünü ve dilini yoketmek isteyen Çinli yetkililer, 1993 yılında Doğu Türkistan’da Uygur dilinin resmi dil statüsünü iptal etti. 2017’den sonra Uygur yazarları ve yayıncıları geniş kapsamlı bir tutuklama kampanyasının hedefi oldu. Uygur çocukları okullarda sadece Çince öğrenmeye ve Çince konuşmaya zorlandı. Bir milyona yakın Uygur çocuğu devlet yetimhanelerine ve yatılı okullara yerleştirerek ana dillerini öğrenme fırsatları ortadan kaldırıldı. Ayrıca, 2017’den bu yana Çinli yetkililer, Uygur nüfusunun artışını engellemek için Doğu Türkistan’daki Uygur kadınlar üzerinde zorla kısırlaştırma dahil olmak üzere doğum kontrol politikaları uyguluyorlar. 2018 yılında Uygurların doğum oranı %84 oranında azaldı. Ayrıca Çin rejimi 2016’dan itibaren Doğu Türkistan’da toplama kampları kurmaya başladı ve milyonlarca Uygur ve diğer Türk Müslümanlarını fiziksel istismara maruz kaldıkları, zorla beyinlerinin yıkandığı ve dinlerini inkar etmeye zorlandıkları bu yerlerde hapsetti.

Buna rağmen Uygurlar insan hakları, demokrasi ve özgürlükleri için savaşmaktan ve mücadele etmekten asla vazgeçmediler. Onlarca yıl boyunca pek çok genç dahil binlerce cesur Uygur Müslüman zulme karşı çıktı. Barın Direnişi, Gulca Katliamı, Urumçi Katliamı ve Yarkent Katliamı sırasında binlerce Uygur hakkı haykırdı, hakları ve özgürlükleri için mücadele etti. Ancak Çinli komünist yetkililer haklı taleplere her zaman gaddarlık ve barbarca baskıyla karşılık verdi.

İcra Direktörümüz Abdulhakim İdris, “Geçtiğimiz yetmiş yıla bakacak olursak, Doğu Türkistan’daki Çin rejiminin Uygur Müslümanlarının dini özgürlüklerini her zaman baskı altında tuttuğunu ve sürekli çeşitli bahanelerle onlara daha fazla zulmetmek için bir yol bulmaya çalıştığını görebiliriz. Ancak daha da üzücü olan, Çinli komünistlerin Doğu Türkistan’da İslam’a savaş açarken kendilerini Müslümanların müttefiki gibi göstermeye çalışarak İslam Dünyasını bir ölçüde aldatabilmeleridir. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların, Uygur kardeşlerine soykırım uygulayan Çin rejiminin gerçek doğasını anlamaları gerekiyor. Müslüman ümmetin Uygur Müslümanları için ayağa kalkması ve Çin komünist rejimine İslam’ın ve Müslümanların sahipsiz olmadığını göstermesi gerekiyor” dedi.

Yazı gezinmesi

Telif Hakkı Uygur Araştırmaları Merkezi - Tüm Hakları Saklıdır

This website uses cookies. By continuing to use this site, you accept our use of cookies.